AYT Edebiyat Şiir Bilgisi Konu Anlatımı
AYT Edebiyat Şiir Bilgisi Konu Anlatımı ve PDF dosyasını aşağıdaki yazımızda derledik. PDF notlar Fulyahoca.com sitesinden alınmıştır.
Nazım Birimi
Şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük birimdir. En küçük nazım birimi dizedir. İki dizelik nazım birimine beyit, dört dizeden oluşana dörtlük; üç, beş, yedi ve daha fazladan
oluşanlara bent adı verilir.
1-Mısra (Dize):
*Şiirin her bir satırıdır.
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı- 1. dize
Bir dakika araba yerinde durakladı-2. dize
2-Beyit:
*Aynı ölçüde yazılmış, anlam bakımından birbirine bağlı, art arda gelen iki dizeden oluşan
nazım birimidir. Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım birimi olmuştur.
Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı
Fuzuli
Gittin amma ki kodun hasret ile canı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yaran-ı bile
Neşati
3-Bent:
Bir şiirin bölümlerini oluşturan üç,beş,altı,yedi ve daha fazla dizelerin kümelenmesiyle oluşan nazım birimidir.
Kandilli’de eski bahçelerde
Akşam kapanınca perde perde
Bir hatıra zevki var kederde
Yahya Kemal Beyatlı
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Sezai Karakoç
4-Dörtlük:
Dörder dizelik bölümlerden oluşan nazım birimidir.
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Abdurrahim Karakoç
Şiirde Ölçü (Vezin)
Şiirde hecelerin belli kurallara göre dizilmesidir.
1-Hece Ölçüsü
Mısralardaki hece sayısının eşitliği esasına dayanır. Hece ölçüsünde şiirdeki diğer dizeler ilk
dizedeki hece sayısına eşit olmak zorundadır. Heceyle yazılan şiirlerde mısra içinde ahenk sağlamak için mısraların bölümlere ayrılmasına durak denir. En çok kullanılan hece ölçüleri 7,8 ve 11’li ölçülerdir. Halk edebiyatında kullanılan bir ölçü birimidir.
7’li hece ölçüsü örneği:
A benim/ bahtı yarim (3+4)
Gönülde /tahtı yarim (3+4)
Yüzünde/ göz izi var (3+4)
Sana kim /baktı yarim (3+4)
Mani
8’li hece ölçüsü örneği:
Gel dilberim/kan eyleme (4+4)
Seni kandan/ sakınırım (4+4)
Doğan aydan / esen yelden (4+4)
Seni gülden / sakınırım (4+4)
Âşık Ömer
11’li hece ölçüsü örneği:
İptida Bağdad’a / sefer olanda 6+5
Atladı hendeği / geçti Genç Osman 6+5
Vuruldu sancaktar / kaptı sancağı 6+5
İletti, bedene / dikti Genç Osman 6+5
Kayıkçı Kul Mustafa
2-Aruz Ölçüsü
*Mısralardaki hecelerin uzunluk – kısalık bakımından benzerliğine dayanır. Şiirlerin her dizesinde alt alta denk gelen hecelerin açıklık kapalılık uyumu gözetilir. Aruz kalıpları kapalı ve açık hecelerin belli bir sistemle sıralanmasıyla oluşur.
*Uzun (kapalı) hece, son sesin ünsüz (sen,git,sar vb.) ya da uzun ünlü (cüdâ,sâbâ vb.) olmasıdır. Kapalı heceler (-) işareti ile gösterilir.
*Kısa (açık) hece, son sesin ünlü (anda, seherde vb. ) olmasıdır. Açık heceler (.) işaretiyle gösterilir.
**Dize sonlarındaki heceler açık olsa bile kapalı kabul edilir.
*Divan edebiyatında kullanılmış bir ölçüdür.
Aruzla İlgili Kavramlar
Vasl (Ulama)
*Ünsüzle biten bir sözcüğün ünsüzünü, ondan sonra gelen ve ünlüyle başlayan bir sözcüğün
ilk hecesine bağlama (bitişik okuma) işlemine vasl (ulama) denir. Vasl veya ulama kapalı bir
hecernin vezin gereği açılması gerektiği durumlarda uygulanan bir işlemdir.
Ulama, ölçüde yan yana iki açık hece gerektiği veya kapalı hecenin açılması lazım geldiği zaman yapılır.
Kork ma sön mez/ bu şa fak lar / da yü zen al/ san cak
Sön me den yur / du mun üs tün/ de tü ten en/ son o cak
_ • _ _ / _ • _ _ / _ • _ _ / _ _ veya _ • _
Fâ i lâ tün / Fâ i lâ tün / Fâ i lâ tün / fâ lün (veya Fâ i lün )
Örneğin son ocak sözünde marş okunurken so nocak şeklinde okunmakta ve ulama
yapılmaktadır.
İmâle (Uzatma)
*Aruz ölçüsünde imale ise, kısa olan bir hecenin uzatılmasıdır. Çekme, uzatma anlamına
gelir. Kısa bir heceyi, ölçü gereği, uzun yapmaya (uzatarak okumaya) imâle denir.
Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân
Niçin kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı (Fuzûlî XVI. yüzyıl)
- — — — | . — — — | • — — — | • — — —
Me fâ iî lün / Mefâ iî lün / Mefâ iî lün / Mefâ iî lün
( Kalın ve koyu heceler vezin gereği kapalı hece ve uzun sesli okunmaı gerekmiş ve
oralarda imale yapılmıştır. )
“Çevre yanımda gelip oturdular”
dizesindeki imaleleri gösterelim:
Çevre yaa nım / daa ge lip oo/ tur du lar
— • — — / — • — — / — • —
fâ i lâ tün / fâ i lâ tün /fâ i lün
Zihaf (Kısma)
*Uzun bir heceyi, ölçü gereği kısa yapmaya zihaf denir.İmalenin tersidir ve uzun sesliyi kısa sesli gibi kabul edip okumak ve kapalı heceyi açık hece haline getirmektir.
Bir söz le / fe sel lî ey / le bâ ri
— — • / • — • — / • — •
Mel û lü / me fâ i lün / fe û lün
Yukarıdaki dizenin üçüncü sözcüğündeki “lî” hecesi aslında uzundur; fakat ölçü gereği
kısa gibi görülmüş ve açık hece sayılmıştır.
Med
*İki kapalı hece arasında bir açık hece bulunması gerektiğinde, sonu bir uzun ünlü ve bir
ünsüzle biten heceyi (nâz, tâb … gibi) imaleden biraz daha uzun okumaya med denir. Bu
yöntemle kapalı olan tek hece ilk hecesi kapalı olmak ikincis hecesi açık olmak kaydıyla bir
buçuk hece (kapalı + açık) yapılmış olur.
Med yapılmış hecenin ilk hecesi doğal olarak kapalıdır ama sonu kısa bir “i “ sesi veya “ ı “
sesi ile bitiyormuş gibi görülüp okunur. Ba(hâr) kelimesi (eşk)den kelimelerinde med
yapılmışsa ba(hâr)ı ,eşk[i]den şeklinde söylenmelidir.
“O nâz hastası tâ böyle bi-mecâl midir”
dizesinde “nâz” sözcüğü, (— •) biçiminde çözümlenir.
Kasr:
Uzun bir heceyi hafifletmek, yani inceltmektir. Örneğin şâh kelimesini şeh, mâh kelimesini meh okumaya kasr denir.
3-Serbest Ölçü
Hece ya da aruz gibi herhangi bir veznin dikkate alınmayarak yazıldığı şiirlerin ölçüsü bu
şekilde adlandırılır. Günümüz Türk edebiyatında şiirler daha çok serbest ölçüyle yazılır.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Uyak (Kafiye)
Dize sonlarında tekrarlanan yazılışları aynı, anlamları ve görevleri farklı ses(harf) ya da
sözcüklerdir.
**Kafiyeleri daha kolay bulmak için önce redifi bilmek gerekir:
Redif:
*Dize sonlarında tekrarlanan aynı anlam ve görevdeki ek, sözcük ya da sözcük gruplarıdır.
Yar kolunda burma olsam
Yedikleri hurma olsam
Alçım alçım sürme olsam
Yar kaşına sürse beni
Seni korkutacak geçtiğin yollar
Arkandan gelecek hep ayak sesim
Sarıp vücudunu hayali kollar
Enseni yakacak sıcak nefesim
Yarım Uyak:
*Dize sonlarındaki bir ses benzerliğidir.
Evlerinin önü çardak
Elif’in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk’olmasa
(di redif)
Tam Uyak:
*Dize sonlarındaki iki ses benzerliğidir.
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ağaçlar hu çeker iniler taşlar
Bülbül gözlerinden akıtır yaşlar
(-lar redif)
Zengin Uyak
*En az üç ses benzerliği olan uyaklardır.
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
(-yim redif)
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk
Soğuk bir mart sabahı buz tutuyor her soluk
Tunç Uyak
Uyak oluşturan sözcüklerden birinin, diğer sözcüğün içinde yer almasıdır.
*İki ya da daha fazla ses benzerliğinden oluşabilir.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım
N’oldu sana yeşil pancurun indi
Karanlık akşamlara döndü ikindi
Cinaslı Uyak
Yazılışları aynı anlamları farklı olan sözcüklerin oluşturduğu uyak türüdür.
Ben sana bülbül bana sen gülşen ol
Ko beni ağlayayım sen gül şen ol
Söylerken o sözleri kızardı
Hem hazzeder ah hem kızardı
Uyak Düzeni (Kafiye Şeması)
1-Düz Uyak
-aaaa -aabb -aaab şekillerinde olabilir.
Öldürüp kanıma girme -a
Gayrılara gönül verme -a
Ela gözlerine siyah sürme -a
Çekme beni öldürürsün -b
El ariftir yoklar senin bendini -a
Dağıtırlar duzağını fendini -a
Alçaklarda otur gözet kendini -a
Katı yükseklerden uçucu olma -b
Çiçek ülkesinden girerken yaza -a
Örer her doğan gün bir altun koza -a
Kristal çiçekler açan fıskiye -b
Ayıklık saçar düş gören bahçeye -b
2-Çapraz Uyak
abab cdcd… şeklinde devam eden uyak düzenidir.
Şu bakır zirvelerin ardından -a
Bir süvari geliyor kan rengi -b
Başlıyor şimdi melül akşamdan -a
Son ışıklarla bulutlar cengi -b
(abab)
Sarma (Sarmal) Uyak:
Biliyorum gölgede senin uyuduğunu -a
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin -b
Nazların aleminde yumulmuş kirpiklerin -b
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu -a
ŞİİR TÜRLERİ
- Lirik Şiir
Duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatan şiire lirik şiir denir. Lirik şiir, dünya
edebiyatında en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür. Lirik şiirler insan yüreğine seslenen,
okunduğunda insanı duygulandıran, coşkulandıran şiirlerdir.
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları
İlhan Berk
Geceleyin bir ses böler uykumu.
İçim ürpermeyle dolar: – Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin
Ahmet Kutsi Tecer
- Epik Şiir
Epik şiirlerde yiğitlik, kahramanlık, savaş temaları işlenir. Destanlar epik şiirlerdir.
Kalktı göç eyledi Avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdir.
Arap atlar yakın eder ırağı,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir.
Belimizde kılıcımız Kirmani,
Taşı deler mızrağımın temreni.
Hakkımızda devlet etmiş fermanı,
Ferman padişahın,dağlar bizimdir.
Dadaloğlu’m birgün kavga kurulur,
Öter tüfek davlumbazlar vurulur.
Nice koçyiğitler yere serilir,
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
Dadaloğlu
3-Didaktik Şiir
Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders
çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür.
KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
“Ooooo! Karga cenapları, merhaba!
“Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
“Gözüm kör olsun yalanım varsa
“Tüyleriniz gibiyse sesiniz
“Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın;
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevâlesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açık gözlere;
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire”
Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.
Orhan Veli Kanık
Şunlar ki çoktur malları
Gör nice oldu halleri
Sonucu bir gömlek imiş
Anında yoktur yenleri
Yunus Emre
4-Satirik Şiir
Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle
eleştirilir. Bunlarda didaktik özellikler de görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir.
Pek rengine aldanma felek eski felektir
Zira feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir
Ya bister-i kemhâda, yâ virânede can ver
Çün bay ü gedâ hâke beraber girecektir
Allaha sığın şahs-ı halimin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir
Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm
Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir
Bed asla necabet mi verir hiç üniforma
Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir
Bed mâye olan anlaşılır meclis-i meyde
İşret, güher-i âdemi temyize mihenktir
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz
Divânelerin hemdemi divâane gerektir
Aff ile mübeşşer midir eshâb-ı meratip
Kanun-i ceza âcize mi hâs demektir
Milyonla çalan mesned-i izzetde serefrâz
Bir kaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir
İman ile din, akçadır erbâb-ı gınâda
Namus ü hamiyyet sözü kaldı fukarada
Ziya Paşa
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
5-Dramatik Şiir
Tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede
söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro
türünün çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düz yazıyla yazılmaya başlanır.
AYT EDEBİYAT ŞİİR BİLGİSİ KONU ANLATIMI PDF İNDİR!
Bir Yorum